Prof Dr. Ekrem Sezik: ‘Bitki çayları kaliteli olanları tüketmek şartıyla sağlığa yararlıdır’
İSTANBUL (İGFA) – Yeşil çay, çay bitkisinin işlenmemiş yapraklarıdır. Yapraklar toplanır ve kurutulur. Kimyasal yapısı siyah çaya benzer. Ama antioksidan etki gösteren maddeler yani polifenoller 4-5 katı kadar daha fazladır. Dolayısıyla bu amaçla daha çok kullanılır. Günde 3-4 kupa yeşil çay içilmesi sağlık için uygun miktarlarda antioksidan madde alınmasına yeterli olmaktadır. Diğer taraftan, rahat uyuma, rahatlama amacı ile tek bitkili veya değişik bitkilerin karışımı olan bitkisel çayların tercih edilmesinde yarar vardır. Melisa, papatya ve ıhlamur gibi bitkileri bu amaçlar için tavsiye ederiz. Nane, tarçın çayları da hafif mide rahatsızlıklarında kullanılabilir.
“Bitki çaylarının kaliteli olmak şartı ile sağlığa yararlı” olduğunu belirten Prof. Dr. Ekrem Sezik, bitki çaylarını satın alırken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.
“Halkımız bu hususu ihmal ediyor ve açıkta satılan, birazdan bahsedeceğim analizleri yapılmamış olan, bitkileri değişik yerlerden satın alıp çay olarak içmekte. Gelin, kaliteli olmayı ana hatları ile açıklığa kavuşturalım” diyen Sezik, “Çay üretiminde kullanılan bitkiler ya tarım yoluyla veya tabiattan elde edilir. Bitki kalitelidir diyebilmemiz için neler gerekli? sorusunu da yanıtlayarak şu ifadeleri kullandı: “Tabiattan uygun bölgelerden toplamalı veya iyi tarım uygulamaları elde edilmeli. Hasat, parçalama ve depolama için uygun ve standart şartlar sağlanmalı. Toprak, toz, kir, böcek, böcek larvaları ve diğer hayvan kirliliklerini taşımamalı. Ağır metal, pestisit, herbisit, mikrobik bulaşma miktarları gıda kodeksleri tarafından kabul edilebilir miktarları aşmamalı. Gerekiyorsa bitki kısımlarında, mikrofungusların üremesi sonucu meydana gelen, aflatoksin, okratoksin, pirozolidin alkaloitleri gibi karaciğer zehiri olan maddelerin ve radyoaktif bulaşma tayinleri yapılmış olmalı. Belirttiğim analizler, çay hazırlamada kullanılan bitki kısmının yapısındaki etkili maddelerin miktarlarının uygun olmasından daha önemlidir. İstenmeyen maddelerin miktarları uygun değilse, tüketici çay içerken devamlı bu zararlı maddeleri de alacak ve zamanla bu maddelerin zararlı etkilerini görmesi kaçınılmaz olacaktır.”
Aktar vb. dükkânlarda, açıkta veya paketli satılan bitkilerin sağlığa zararlı maddeler taşıyabileceği hususunu unutmamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Ekrem Sezik, bu ürünlerin kullanılmasını doğru bulmadıklarını belirtti. Aktar vb. dükkânlardan satın alınacak ürünlerin kalitesini, son kullanım tarihini, elde ediliş, nakil ve bekleme sırasında hangi zararlı maddelerin bulaştığı, üzerinde hangi böcek, kemirici ve hayvanların gezdiği bilinmemektedir. Yani çoğunda gerekli analizler yapılmamıştır.
Poşet çay yapımında kullanılan kâğıtlara da değinen Sezik, “Abakadenen bir muz türünün yapraklarından elde edilen liflerden üretilmektedir. Beyazlatma işleminde ozon kullanıldığı için zararlı olabilecek herhangi bir madde taşımaz. Ayrıca demleme sırasında suya herhangi bir lif veya madde vermez. Bu husus analizlerle de gösterilmiştir. Kısacası zararlı değildir. Poşet çaylarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus poşetin içinde bulunan bitkilerin kalitesi ve üretildiği tesislerdir. Eğer poşet çaylar, kalitesi düşük, gerekli analizler yapılmamış bitkiler kullanılarak veya hijyenik şartlara sahip olmayan tesislerde üretilmiş ise, yarar yerine zarar verecektir. Bunun çözümü de bilinen firmaların poşet çaylarını kullanmaktır” dedi.
Prof. Dr. Ekrem Sezik, farklı bir lezzet için içilen ıhlamur, adaçayı, kuşburnu, melisa, papatya, nane, tarçın ve yeşil çayın kaliteli olanlarını tüketmek şartıyla sağlığa değerli faydaları olduğunun da altını çizdi.